Kiralık katil mi aradınız?

*alternatif, taşınabilir bir erik muhlheim kurgu uyarlaması, al phantom'ı cebine koy misali

O N U G Ö R E N , T A N I Y A N V A R M I ?

Claude, Paris'te doğmuştur.


Annesi doğan bebeğini kucağına almış, minik yüzünü kapatan battaniyeyi şöyle bir çekmiş ve korkudan feryadı basarak yavrusunu hizmetçiye neredeyse fırlatmıştır. 'Götürün bunu,' demiştir. 'Eğer kocam içimden çıkan bu iblisi görürse onu boğar ve beni de... Ah, beni de cadı diye yakar!'
Hizmetçi bebeği kalın kumaşlarla gizler ve bir süre ne yapacağını düşünür. Ardından önünden bir seyyar sirki arabası geçer. Kadının aklında parlak bir fikir uyanır; arabayı durdurur.
Çocuk sirkte büyür. Birkaç yıl sonra onlar için eşsiz bir para kaynağı haline gelmiştir. Uğradıkları her ülkeden insanlar, kafeste onlara gösterilmeyi bekleyen Şeytan'ın Çocuğu'nu görebilmek için bilet alırlar. Yüzünün yarısı epey çirkindir bu yaratığın. Genç kızlar korku içerisinde bakarken, genç erkekler cesaretlerini göstermek için kafesin içine tükürürler. Kırbaçlar yer bu çocuk kafes görevlisinden. Şov ne kadar etkileyici olursa o kadar çok para kazanılır çünkü.
Yalnız bir gün, gösteri sonunda kafes görevlisinin dikkati dağılır, elindeki paraları saymakla o kadar meşguldür ki arkadan sinsice yaklaşıp onu yerde bıraktığı kırbacıyla boğacak olan çocuğu fark etmez bile.
Claude, sirkten kaçtığında 14 yaşında ve doğal olarak gösterinin yapıldığı ülkede; İngiltere'dedir. O günden sonra bulunduğu şehirlerin karanlık sokaklarına avcunun içi gibi hakim olmuş, buralarda hüküm sürmüştür. Eh, gölgelerde gizlenme kuralını ihlal etmeyen bir meslek de bulmuştur kendine. Üstelik çok da iyi yaptığı bir meslek; kiralık katil.


Nazik bir adamdır. Temiz giyimlidir. Üslubu dikkatlidir. Kadınlara karşı saygısız değildir. Bir insan nasıl aynı anda hem katil olup, hem de iyi huylara sahip olabilir derseniz; merhametten kimse bahsetmedi.


Ve unutmadan; eğer uslu bir çocuk olursanız onu şarkı söylerken duyabilirsiniz.

Hmm, nasıl desem, gel benimle kurgu yap diye haykırıyor karakter. Ben de her ne kadar varolan karakterlerimle bir kurgu bulamasam da henüz açmadığım karakterimle yamanmaya geldim. Umarım bir şeyler bulabiliriz.
Karakteri henüz açmadım çünkü sırf modelini uzun süredir kullanmak istiyordum diye açacaktım karakteri. Kurguyu oturmamıştım vs. Ama şimdi bu başlığa girince aklıma bir şeyler geldi. Yani bir kurgu bulamasak bile birlikte, en azından fikir babam oldun, selametle.

Karakterim genç bir kız olacak. Eğlenerek yaşamak isteyen, adalet yanlısı belki de hala çocuk sayılabilecek biri. Gençliğinin baharında henüz, hayatın hiçbir yükü yok suratında. Senin gibi bir romandan örnek verebilirsem, Notre Dame'ın Esmeralda'sının daha toy ve basit hali gibi sayılabilir. Tabii sadece kişiliğini alabiliyorsak?
Mısırlı bir kız olacak, babasıyla baharat ticareti için geziyor ülkeleri. İngiltereye gelince de gölgelerin birinde yüzünü görmeden bir muhabbet edebilirlerse, ufak dostun olabilir. Kimseyi yargılamaz o yargılama anlayışı tamamen "bu kadar kabarık giyinmek çok iğrenç, güzel kokuyorsan iyi bir insansındır" gibi? Gel sen şuna çocukça de.
Ya da senin aklında bir şey var mı? Karakterim çok basitmiş gibi geldi şimdi bana da ahajnds Ama sahiden bir kurgu olsa çok hoş olur bak. Cidden. *puppyeyes*

Phantom of the opera is here, demeden girseydim çok içimde kalacaktı ama ehe.

Şimdi bence Catalina kraliçe olmadan önce bir düşmanını öldürtmüş olsun sana. Kendisi yapmıyor çünkü kendi yaptığı bilinse olay çok büyür ve karışır, o yüzden başka birini tutmak ister ve bütün oklar seni gösterir. Aranızda çok samimi olmayan ama düzgün bir konuşma geçer. Claude işi temizce halledince Catalina onu bulup teşekkür eder ve böyle bir ilişkileri olur. Kendisi kraliçe olduktan sonra ise seninle bağını koparmamıştır, her an sana bir işinin düşebileceğini düşünmektedir. Karşılığında da sen İspanya topraklarına girdiğin zaman seni olabildiğince yabancı gözlerden ırak tutmaya çalışır.

-Rp out: NURBİKE! SENİ GÖRDÜĞÜME ŞUAN NE KADAR SEVİNDİĞİMİ BİLSEM KADIN.-

Bas isverene ekle, ilk cinayet sparisin cok yakinda geliyor. (rp'i biraz daha yazmazsa kocam)

HARVEY:

Güzel kurgu kokusu mu alıyorum? Müthiş RP'ler çıkacak, peşini hayatta bırakmam!


Değiştirmiyorum senin fikrini, oldukça güzel. Hatta aklımda bir şeyleri de canlandırdı; tabii sana uygunsa. On beş yaşındasındır aşağı yukarı diye tahmin ediyorum beni gölgelerde ilk bulduğunda. Ben ise yirmili yaşların ortalarındayımdır. Babanın hararetli pazarlıklarla para kazanmaya çalıştığı soğuk Londra güneşinden faydalanıp hayal gücünü yaşamak için evlerin arkasına, ağaçlıklara, ardından tekrar duvarlar arasındaki yollara kaçıp durursun. Karanlıkta bir pelerinin ucu dikkatini çekmiştir. Yeterince dikkat çekicidir kovalaman için. Bir kuş kadar hafif ve bir sincap kadar çevik olduğun için beni yakalayabilmişsindir. Sana zarar verecek değilim ya, ben de bir şey dememişimdir. Hayatımda ilk defa biri benimle konuşmak istemiştir, çığlıklarla kaçmamıştır. Buz yüreğimin bir kısmı erimiştir doğal olarak. Hava kararmadan önce yüzüme hafifçe dokunup gitmişsindir.

Ertesi gün ailenle kaldığınız handa tatsız bir olay yaşanmıştır. Kazandığı paradan mutlu olan baban, bir an önce eve gitmek isteyen annenle bir tartışma yaşamıştır. Sen de korkup kendini dışarı atmışsındır. Hayal gücün, annen ve babanın ölümcül kavgalarından zihnen ve bedenen uzaklaşmana araç olmuştur. Bir kuş olduğunu ve uzaklara uçtuğunu düşünerek, bir önceki gün benimle konuştuğun karanlık sokağa koşmaya başlamışsındır. Ama sen ne kadar masum olursan ol, Londra'da geceleri ortaya çıkanlar merhametten yoksundur. Bunların içinde çocuk taciriyle uğraşan canavarlarda vardır. Senin etrafını sarmaları uzun sürmez. Ama o gece seni onların elinden başka bir canavar kurtarır. Claude adlı canavar.


Birkaç yıl Londra'da kalın, birkaç yıl görüşmüş olalım. Ne zaman ihtiyacın olursa yanıma gel. Ben de içimde yavaş yavaş oluşmaya başlayan tanımlanamaz sevgi ve şefkatle dinleyeyim. Maceracı bir kişiliğe sahip olduğun için karanlıkların içerisinde güven bulmak hoşuna gitsin. On dokuz yaşına girerken baban seninle evlenmek isteyen, üstelik İspanya'da yüklü bir mülke sahip bir delikanlıyla nişanlandırmak istesin. Handa tanışmışlar mesela babanla. (Türk senaryosuna mı bağladım ne, ama böyle bir şey de ayrı bir tat katacak gibi sanki)

Gitmeden önce son kez uğra bana. Konuşmanın içeriğini RP'de işleriz diye düşünüyorum. Ama tam ayrılırken küçük bir öpücük kondur dudaklarıma. Ben o anın şaşkınlığındayken birden maskemi çıkarıver. Dolunayın ışığında aydınlanınca, onca yıldır sakladığım çirkinliği gör. Gözlerin büyüsün. İğrenmeyeceğini en derinlerimde bilsem de, aksi ve haşin karakterim ön plana çıksın. Sana bağırıp çağırayım, gırtlağımda biriken lanetleri, yeminleri savurayım. Seni kovayım; maskemi çıkardığın, gerçek ben i ortaya çıkardığın için kırık bir gurur ve yıpranmış bir kalple defedeyim seni karanlıklardan. Gözlerin dolmuş bir şekilde koş, hayatında ilk defa benden kaç. Ve benden ilk kaçışın; seni son görüşüm olsun.

Ta ki yıllar sonra seni bulana kadar...


VICTORIA: Ahahahahahahah Tamamdır hemencecik ekliyorum EDIT: OHA LEYLA SENİ SONRADAN ŞEYTANİ İFADEYİ KOYMANDAN GELEN BİR DÜRTÜYLE PROFİLİNE TIKLAYARAK TANIDım

CATALINA: AY YAVRUM BENİM ÖHÖEHÖHÖÖHHÖEÖHEÖHE ŞEKLİNDE BİR TEPKİ VERİP YUKARIDAKİ BÜTÜN DRAMATİK PARAGRAFLARIN AĞZINA ETMEK ZORUNDAYIM.
Mutlaka RP yapıyoruz! Özellikle o konuşmamızı! Vaktin varsa başlayalım yakın zamanda, yarın öbür gün.

Simdi buralari civitmak istemem ama yarin bosum, oturup butun ogleden sonra kurgu ve Rp yapabiliriz cok guzel olacak! Ay seni nasil ozledim ve kesinlikle bu karakterine bayildim.

Kesinlikle! Ben yarın doktora gidiyorum sabah, öğleden sonra hep burada olurum. Msnden kararlaştırır, buradan yazıya döker, çıldırır da çıldırırız! Ben de seni çok çok özledim.
Ve teşekkür ederim, bu karakterimi seviyorum. Diğer karakter planlarım da yarın seninle

İnan daha iyi yazamazdım. Tam da aklımdaki kurgu, kabul, canı yürekten hem de. Yalnız karaktere düşündüğüm model çok genç duruyor -her ne kadar avatar imzada kullandığım resimlerde 17-18 olsa da. Eğer model senin için uygun değilse, hem tıfıl halleri, hem 20sini aşmış halleri olan bir ünlü alabilirim?

Almayı düşündüğün ünlü uzun zamandır kullanmak istediğin bir ünlüymüş, kullanmanın benim için hiçbir sakıncası olmaz. Sonuçta benim karakterim de tanıştıklarında gençti. Ancak kendini nasıl rahat hissediyorsan onu yap, çok genç diyorsan daha olgun görünen bir ünlü seçebilirsin.
İstersen özel mesajla ünlünün adını gönder ben de fikirlerimi söyleyeyim.

Bizimde bir kurgumuz olsa çok güzel olacak. Aklımda tam olarak bir kurgu yok bile.

Biraz karakterinden bahsedersen fikir sunabilirim. İntikam almak istediğin biri varsa, onu öldürmemi istemişsindir. Belalı bir eski erkek arkadaş veya sarayda çekemediğin biri olabilir. Birgün odanda hizmetçilerin saçını tararken kiralık katile ihtiyacın olduğunu söylemişsindir mesela, kimse sesini çıkarmamıştır. Ama işleri bitip odadan çıkarken içlerinden bir tanesi kulağına çaktırmadan benim adımı ve beni nerede bulabileceğini fısıldar. Sende hava kararınca pelerinine sarılıp kimselere görünmeden benimle anlaşmaya gelmişsindir. Normalde kraliyet işleriyle pek ilgilenmem ama seninki saray içi özel bir istek olduğu için gerçekleştirmişimdir. Senin de fikirlerin varsa dinleyebilirim

Aurélien değişik bir karakterdir. Acımasız olarak bilinir ancak bu sadece onun dış görünüşüdür. Hakkında bir sürü şeyler söylenir ancak olduğu şeyden bile kaçan bir karakterdir. Kendini kendinden korumak ister çoğu zaman. Aurélien insani özelliğini kaybetmemiştir ve çoğu zaman da bunu belli etmekten kaçınır. Siyasi olaylarla fazla içli dışlıdır, yapamayacağı bir şey yoktur. Böyle bir karakter. Ancak aklımdaki kurgu daha farklı gibiydi. Bir dost belki.

Anladım, senin içindeki insani yönle bağlantı kuracağız o zaman. Peki nasıl karşılaşacağız? Sen saray hengamesi içinde kendi sorunlarınla uğraşırken, ben ise karanlıklardan neredeyse hiç çıkmazken? Belki de kraliyetin bir isteği üzerine saraya uğradığımda tanışırız, öyle bir tanışma olur ki aramızda güven dolu bir ilişkinin yapıtaşlarını atar.

Evet olabilir. Aurélien sık sık kaçar ve karanlıkta sadece bir hayalet olur çoğu zaman. Yerin ve göğün kulağıdır. Her şeydir çoğu zaman. Aurélien'ın o asıl yüzündeki sessizliğini sorgulamazsın ya da taş kalpliliğini. Yazdıkça gelişebileceğini düşünüyorum.

Evet, katılıyorum. Yazdıkça şekillenir herşey. Hatta bazen akışına bırakmak gerekir. Bitirmem gereken iki rp var. Ne zaman müsait olursan söyle sen yine de, başlarız. Bana yük olmaz RP yazmak hatta ne kadar çok o kadar iyi!

Ah, harika.

Sana işim düşebilir bu yüzden ara sıra gelen bir müşteri nasıl olurdu?

Fevkaladenin fevkinde olurdu! Düzenli müşterilerimden birisin o halde

Elise, Claude'u bulup öldürmekle görevlendirilmiş olabilir. Fakat karakterini takip ederken şu malum hayat hikayesini öğrenir. Sonra onu birini öldürtmek için çağıracağını söyler. Karşılaştıkları zaman ise ilk başta hayat hikayesini ondan dinlemek ister. Fakat içten içe yumuşak bir yanı olduğunu fark eder. Değişik bir arkadaşlık bağıyla ona bağlandığını hisseder. Değişikten kastım ise acıma aslında. Acır bu adama Elise. Bir yandan saygı da duyar. Fakat kiralık katil olması nedeniyle her şey nötrlenir. Ama sonunda adamı öldürmemeye karar verir ve asıl çağırma amacını açıklar Claude'a. Gitmesine izin verir. Fakat ondan bir şey ister. Kıyafetinden bir parça. Bunu göreve aldığı yere götürmek için. 'Öldürdüm, işi bitti.' diyebilmesi için.

Bu tarz bir kurgu olabilir diye düşündüm *-*

Kabul! Epey de güzel oldu. Yalnız benim kötü imajımı toparlamam lazım yakında, yoksa her köşeye sıkıştığımda yavru köpek bakışlarımı kullanıp sempati kazanmaya alışacağım!

Sıkıntı yok, bayanlara her zaman naziğimdir. Hikayemi duymak istersen sana da anlatırım, anlatmış olayım. Gururumdan ödün vererek bir kavgadan yırtarım.

Bende pelerin çok, birini yırtar, kana bular veririm. Hatta bir maske veririm kanlı, beni öldürmeden kimsenin maskemi alamayacağı gerçeğiyle gidersin. Ya da daha heyecan katarız, konuşmadan sonra herhangi bir minnettarlık duymadan toz olurum! Sen de sinirlenip, satıcılardan birinden bir maske alır, kana bular götürürsün. O günden sonra da beni 'öldürmek istemeyeceğin gıcıklar' listesine eklersin!

(anın ciddiyetini bozmak istemem ama faruk eczanesine çok güldüm)

Çocuğum, Tanrı'nın bir parçasını bağışladığı insan bedenlerini öldürmek işleyebileceğin en büyük günahtır. Ama hiçbir zaman geç değil. Şimdi bile yaptıklarına tövbe edip, her öldürdüğün kişi için birini doğru yola sokabilirsin.

Claude Veroux demiş ki:

Kabul! Epey de güzel oldu. Yalnız benim kötü imajımı toparlamam lazım yakında, yoksa her köşeye sıkıştığımda yavru köpek bakışlarımı kullanıp sempati kazanmaya alışacağım!

Sıkıntı yok, bayanlara her zaman naziğimdir. Hikayemi duymak istersen sana da anlatırım, anlatmış olayım. Gururumdan ödün vererek bir kavgadan yırtarım.

Bende pelerin çok, birini yırtar, kana bular veririm. Hatta bir maske veririm kanlı, beni öldürmeden kimsenin maskemi alamayacağı gerçeğiyle gidersin. Ya da daha heyecan katarız, konuşmadan sonra herhangi bir minnettarlık duymadan toz olurum! Sen de sinirlenip, satıcılardan birinden bir maske alır, kana bular götürürsün. O günden sonra da beni 'öldürmek istemeyeceğin gıcıklar' listesine eklersin!

(anın ciddiyetini bozmak istemem ama faruk eczanesine çok güldüm)

Oooo acayip iyi oldu, rp için sabırsızlanıyorum
Sen toz ol bence, çok esrarengiz olur ve part 2 yaparız
(parantez içini okuduktan sonra yarıldım yalnız)

Bende kurgu isterim. *-*

Abeel Bones demiş ki:

Çocuğum, Tanrı'nın bir parçasını bağışladığı insan bedenlerini öldürmek işleyebileceğin en büyük günahtır. Ama hiçbir zaman geç değil. Şimdi bile yaptıklarına tövbe edip, her öldürdüğün kişi için birini doğru yola sokabilirsin.

Baba, bir kere olsun beni utandırma.

Abeel Bones demiş ki:

Çocuğum, Tanrı'nın bir parçasını bağışladığı insan bedenlerini öldürmek işleyebileceğin en büyük günahtır. Ama hiçbir zaman geç değil. Şimdi bile yaptıklarına tövbe edip, her öldürdüğün kişi için birini doğru yola sokabilirsin.

Tanrı bana cennetinde yer ayırmış olsaydı, beni böyle yaratıp işkence görmeme razı olmazdı, sevgili peder. Eğer Tanrı'nızın beni bağışlamaya niyeti varsa acımı sonlandırsın! Açıktır ki sizin Tanrı'nız benim Tanrı'm değildir.

Elise Cleveland demiş ki:

Oooo acayip iyi oldu, rp için sabırsızlanıyorum
Sen toz ol bence, çok esrarengiz olur ve part 2 yaparız
(parantez içini okuduktan sonra yarıldım yalnız)

Hallolmuştur o zaman. Onayladım gitti. Holey!

Elizabeth Stonem demiş ki:

Bende kurgu isterim. *-*

Elizabeth hanımcığım bir fikriniz varsa önerin çünkü benim hiç yoktan inşa edebileceğim bir kurgu kalmadı. Siz de fikirlerinizi söyleyin de beraber oluşturalım.