Gizli Görüşme

Elina Mortern&Clementina Fitzwilliam


Düzenlenecektir

Akşam vakitleri Londra

Elina için olanlar pek sıradan geliyordu artık..Olabildiğine ağırdan alarak Pub'ın kapısından içeri girdi.İçeride yoğun bir bira kokusu vardı.Solda kapıya yakın bir masada bir görevli dağılan bardakları toparlayarak masayı siliyordu.Arkadaki masalarda üç adam bağırarak kendilerini kollarına bırakan kadınlarla oynaşıyorlardı.İngiltere'nin bu bilindik manzarasında dostunu görebilmek için bakışlarını eski tip barın arkasına çevirdi ve gülümsedi:

-Pub yine formunda Bob!

Yaşlı adamın gözleri eski bir dosu görmenin memnuniyeti ile parladı.Zaten buruşmuş olan suratı Elina'nın espirisi karşısında daha da buruşarak:

-Seni buralarda bir ay daha görmem umuyordum Kontes..

Adamın ona son görevindeki vazifesi ile hitap etmesine dayanamayarak kıkırdadı Elina.Bob iyi bir insandı.Bazen uzun görevlerinin ardından bu pub'a gelir ve yaşlı adamın dahiane sohbetleri leziz birasıyla kendine gelirdi.Elina en son iki ay önce Engizisyon merkezine -Kont Russel'in malikanesine- gitmeden önce görüşmüşlerdi.Birden onu gerçekten özlediğini farkedip gülümsedi.

-Bazen bazı şeyleri uzatmanın bir anlamı yoktur.

dedi fısıldayarak..Bu görevi ile ilgili kimsenin yanında bir pot kırmak istemiyordu.Arkadan gelen bağrışmaları duyunca aslında zaten onları kimsenin duyamayacağını farketti ve muzipçe gözlerini devirdi.

-Ehh biliyorsun son günlerde Cupido tüm oklarını Venedik için ayırmıyor

dedi yaşlı adam o arkada oynaşan çiftlere bakarken..Bob her zaman espirili bir adam olmuştu amaElina'nın onda beğendiği şey bu değildi.Onu seviyordu çünkü bu barın arkasına çekildiğinde onun tüm gecesini simya ve mitoloji ye ayırdığını biliyordu.Sıradışı bir şekilde pek çok soyludan daha bir bilgin bir adamdı.Önüne koyulan birayı yudumlarken ihtiyarın elinin cebine gittiğini farketti.

-Sanırım üzerinde iletmen gereken bir selam var

dedi sırıtarak.Bu aralarında kullandıkları bir şifreydi.İhtiyarın büyük bir özenle bira bardağının altına sıkıştırdığı kağıda dokundu.Kağıdın kalitesi ve ihtişamına bakılırsa bu görevde de cebi şişkin bir patronu olacaktı.


Bayan Mortern
Sizin de çıkarınıza olacak bir götüşmede bulunmak isterim.

Elina'nın dikkatini çeken her zaman rastlaştığı bu görev pusulası değildi.Elini yavaşça kağıdın sonundaki kabartmada gezdirdi ve kaşlarını çattı .Bu mühür kraliyet ailesine aitti.

-Ben kraliyet adına çalışmıyorum Bob!

dedi sert bir sesle niyetini belli ederek.

-Elbette
dedi yaşlı adam hiçbir anormallik yokmuş gibi umursuzca omuz silkerek.Sorgular gibi gözlerini ona diktiğinde Bob da olanların duyulmaması için büyük bir özen göstererek ona sokuldu.

-Bu pusula kraliyetten değil.Leydi Clementina'dan..Bunu özel olarak istiyor
dedi ve anlaşılmaz gözlerle bakmaya devam etti.
-Aptal olma Elina Leydim belli ki bunun gizli kalmasını istiyor!Sen yine de yarın onu görmeye gideceksin!
sözleri genç kızın yüzünde kırbaç gibi şaklamıştı.Elina olanları rayına oturtmaya çalışıyordu.Kraliyetin yüzlerce ajana sahip olduğunu biliyordu.Ona rağmen ona gelen bu teklif pek de tekin sularda yüzeceğine işaret değildi belli ki..

''Düşüneceğim ..''
diye mırıldandı pusulayı cebine katarken ve pelerinin kapşonunu indirerek kendini gecenin zindan gibi karanlığına bıraktıç


Sabah vakti Londra

Elina pusuladaki adrese geldiğinde derin bir nefes aldı.Son bir kez daha etrafı kolaçan ettikten sonra roma dönemi tanrıçası Aphrodite'in oymaları bulunan ahşap kapıyı itti ve malikaneye giriş yaptı.Etrafındaki diğer harabeler gibi burasıda yıllar evvel terkedilmişti.Yavaşça en dipteki ışık süzülen odaya doğru ilerledi.İçinden bir ses hala vazgeçip eve sıcak yatağına dönmesini söylüyordu.Sonra onu gördü Leydi Clementina şöminenin önündeki büyük bir berjerde oturmuş alevleri seyrediyordu.Arkasındaki kapatırken çıkardığı gıcırtıdan olsa gerek irkilerek ona döndü.Elina prensesi daha evvel hiç bu kadar yakından görmemişti.O da tıpkı hanedanın diğer üyeleri gibi asil ve yüce bir görünüme sahipti.Elinde olmayan bir içtenlikle gülümsedi ve eğildi.

-Beni emretmişsiniz Majesteleri..

Oldukça çabuk ve dikkatli olmalıydı. Hiç kimse şu anda saray dışında bir yerlerde, birlikte olmaması gereken biriyle birlikte olduğunu bilmemeliydi. Bir an annesinin bunu öğrenme ihtimalini düşünerek titredi Clementina. Bunun düşüncesi bile onu korkutmaya yetiyordu. Yaklaşık on dakikadır çağırdığı ajanın, Elina'nıngelmesini bekliyordu şömine önünde. En azından içerisi sıcaktı ve beklerken oturabiliyordu. Kapı aniden gürültüyle açılınca hemen arkasını döndü ve içeri gelen kişiye baktı, gelen Elina'dan başkası değildi.

Oturduğu yerden büyük bir sakinlik ve ciddiyetle kalkan prenses, yavaş adımlarla ajana doğru yaklaştı. Her şeyin gizli bir şekilde yürütülmesi için bir kraliyet ajanı yerine saray tarafından tanılmayan birilerini seçmişti ve şu anda da ne kadar harika bir karar verdiğine emin oldu. Karşısında duran kadını önce baştan aşağı inceledi; kızıla çalan uzun saçları ve beyaz teniyle oldukça çekici bir kadındı, iyi fiziğine ve kararlı duruşuna bakılırsa işinde oldukça iyi olmalıydı. Elina, prensesin karşısında durup hafifçe eğilirken Clementina da gülümsedi.
"Beni emretmişsiniz Majesteleri," dedi düzelirken. Ardından küçük bir adım geri çekildi. Sonrasında Clementina fark etti ki, aslında bu genç kadın da onu inceliyordu. Muhtemelen şimdiye kadar gördüğü nadir saraylılardandı ve meraklıydı, bu onun için özel bir görev olmalıydı.
"Evet Bayan Mortern, sizinle görüşmek istememin özel bir sebebi var," diyerek şömineye tekrar döndü prenses. Cızırdayarak yanan odunlara gözünü dikerek yanan ateşe doğru ilerledi ve söyleyeceklerini aklında toparlamaya çalıştı. Aslına bakılırsa konuya nasıl girebileceğini bile bilmiyordu. Derin bir nefes aldı ve tekrar genç kadına doğru döndü.
"Sizden yapmanızı istediğim bir şey var. Ancak özel bir şey, oldukça özel. Size güvenebilirim öyle değil mi?" derken gözleri hafifçe kısıldı Clementina'nın. İnsanları oldukça iyi analiz edebilen bir yapısı olduğundan olsa gerek, kadının ağzından çıkan tek bir kelimeyle bile doğru söyleyip söylemediğini anlayabilecekti. En azından o böyle umuyordu.

Genç prensesin gözlerinin kısıldığını fark etti Elina ..Ne de olsa gizli bir dolap çevrilecekti ailesinden habersiz .O ana kadar bir kez olsun yaş yere basmamıştı ancak içinde bu görevi onaylamasında bir sakınca olmadığına dair küçük bir his vardı.Gülümsedi güven veren bir sesle fısıldadı..

''Elbette!''

Ardından devam etti tereddütle fakat görevi yerine getirebilmem konusunda bir garanti vermem için ne olduğunu bilmem gerek diye aklından geçirirken..

''Elimden geleni ardımda bırakan birisi değilimdir Majesteleri.''

Uzun bir sessizlik oldu.Genç kadın olanları tartmaya çalışıyor gibiydi.Bu sessizlik Elina için daha da endişe uyandırıcıydı.Kraliyetin diğer üyelerinden habersiz çevrilen bu küçük dolap ne kadar tehlikeli olabilirdi.Yoksa sadece özel bir mevzu muydu sadece olan biten?Sorularını cevaplaması için prensesi bekliyordu.Şüphesiz görevini ve gerekli olan her şeyi anlatacaktı.Genç kadının yüzünde belli belirsiz bir gülümseme canlandı en sonunda..Sanki olacak şeylerin vereceği haz her şeye değecekmiş gibi..Elina kadere bir kez daha nasıl bir dolap çevireceğini bekliyordu..

Bu şüphesiz yeni bir şey değildi onun için ama artık zaman zaman bu oyunlara bir son ve sadece kendisi olmak istiyordu.Bob bu iş için aşırı ısrarcıydı.Bir kraliyet mensubuna çalışmanın tek avantajı dolgun bir kese olamazdı.Daha fazlası olacaktı.Çok daha fazlası.Bir an için artık kim olduğunu,geçmişini öğrenebilme ümidi ile doldu içi..Ve gülümsedi elinde olmadan sabırsızca görevini beklerken..

Yapması gerekeni söylemek üzere daha da yaklştı kadına. Ne kadar dışarıda adamları onun güvenliğini ve gizliliğini sağlamak üzere hazır bulunsalar da hiç kimseye tamamen güvenemezdi. Yavaşça kadının kulağına eğilirken, gözleri hızlıca etrafı taradıktan sonra Elina'nınkilerle buluştu.
"Senden İspanya'ya gitmeni istiyorum, Bayan Mortern," dedikten sonra durakladı ve kadının yüzüne baktı. Elina'nın gözleri merakla parlıyordu.
"Saraya girecek ve prensi gözleyeceksin, Prens Julian'ı. Her hafta senden gelecek mektupları bekleyeceğim. Prens ne yapıyor, kiminle konuşup kiminle dans ediyorsa bana yazacaksın."
Clementina hızlı bir hamleyle geri döndü ve oda içinde dolaşmaya başladı. Prensi zihninde canlandırınca bir an mutlu oldu ve içinde kelebekler uçuşuyormuş gibi hissetti. Bu mutlulukla hafifçe titredi, yine de gülümsemesi ani bir şekilde dondu ve sonra da söndü. Çünkü o da çok iyi biliyordu ki prens kimseyi sevmemekte kararlıydı. En az kendisi kadar da inatçıydı. Belki bir gün gardı düşerdi ama bunun ne zaman olacağını kimse bilemezdi.

"Beni anladığını düşünüyorum, Bayan Mortern ve açıkçası senden çok şey bekliyorum, şimdi," diyerek pelerininin olduğu sandalyeye doğru yürüdü. Diğer yandan yine de içinde küçük bir tereddüt vardı. Olmalıydı da zaten. Bu yaptığı herkesten gizli ve oldukça tehlikeliydi. Eğer fark edilecek olursa düşeceği durumu tahmin etmek pek de zor olmazdı.
Gennç kadının cevap vermesini beklemeden eli pelerinin altındaki keseye uzandı. Elbette Elina yaptığı iş karşısında ödülüne kavuşacaktı ancak yine de teşvik için ufak bir şeyler vermek de fena olmazdı. Keseyi yavaşça kadının eline bırakırken gülümsedi.
"Evet, sormak istediğin?"

''Elbette bana güvenebilirsiniz leydim..''dedi parıldayan kahverengi gözleri artık daha emin duruyordu artık kendinden..

Genç prensesin eline bıraktığı kaşmir keseyi okşarken keyfi yerine gelmişti.Mesleğini profesyonelce yapardı Elina ..Tabi ki bunu neden istediğini sormayacaktı prensese..Yine de aklında tarttı bir süre bu iki genç arasındaki muhtemel durumları..Elbette diplomatik bir durum olamazdı bu ..Peki ya duygusal?..Hayır ihtimal vermiyordu buna..Leydi Clementina geçici hevesler arayan bir kadın değildi.Ya da en azından öyle görünüyordu..

Kısa bir sessizliğin ardından kapıdaki yavere gülümsedi..Elinde saraya nasıl girebileceğine dair bir pusula vardı..Evet diye geçirdi aklından..En azından bu sefer bunu düşünmek zorunda değildi.Başka görevlerinde bu tip işlere de o bakardı ama onun bağlantıları dahil İngiltere dışındaki hiçbir saraya girmesine yardımcı olabilecek kimse olamazdı.Elbette Leydi bunu kendisi halletmişti..

Güven verici bir şekilde gülümsedi ve odadan çıkan Leydi'yi selamladı..