Karakterinizin adı-soyadı:Luciano Castillian
Role Play Seviyeniz: Akıllara Zarar
Karakter Özellikleri: Kimseye güvenmeyen, soğuk ve bencil biri olarak çıktım, çocukluğumda yaşadığım olaylardan sonra.
Karakter Geçmişi:Küçükken şımarık bir çocukken bakıcımı kandırıp ormana götürttüm kendimi. Sarayın yakınındaki ormanda saldırıya uğradık ve tacirlerin eline düştüm. Oradan köle olarak satıldım. Tabi bir kaç gün içinde uygun bir ortam bulup kaçtım ve aynı şekilde ailemin yanına geri döndüm. Bakıcıma ne olduğunu hala bilmiyorum. Fakat yaşanan olaylar dış dünyaya bakış açımı tamamen değiştirdi.
İstediğini Yetenek: Mitolojik inançlar
Örnek Rp'niz:
- :
Hissettiği şey öfke miydi? Bu karmaşık duygu nefret miydi yoksa? Teninde karıncalanmaya yol açan şey sadece duygular olamazdı. Bu farklıydı. Hiçbir zaman elleri böylesine titrememiş hiçbir zaman ter vücudundan böylesine akmamıştı. Teninde hissettiği acı anlatılamazdı. Ayakları üstünde bir an sallandı ve dengesini kaybederek dizleri üstüne çöktü. Acı geçmemişti. Ne toprağa dokunmak onu rahatlatmıştı ne de bu huzurlu ortamda aldığı nefesler… Eğildi yavaşça ve alnını soğuk yeryüzüne bastırdı. Aklından daha küçük bir varlığa dönüşmek geçti. Acaba daha küçük olursa acıları da küçülür müydü? Yine de odaklanabileceğine güvenmeyerek kendi halinde kaldı ve parmaklarını çamurlara gömdü. Hava ile doldurdu ciğerlerini sonrada başını gökyüzüne çevirip haykırdı. Şiddetli bir titreme onu aldı götürdü. Sert bir rüzgar düşüncelerini savurdu boşluğa. Hisleri kırıldı ve nefes alamaz oldu bir an. Tekrar bağırdı ama sesi değişmeye başlamıştı. İnsan sesinden çıkmış ve bir yaratığı andırmıştı. Yankısını dakikalarca duydu kulaklarında. Başını geriye atıp sonsuza kadar çığlık atmak istiyordu acısını geçireceğini umduğu için. Fakat başaramadı. Kasları bir kez daha titredi. Toprağa düştü bünyesi. Bir köpek misali eşeledi parmakları yumuşak yüzeyi. Son hatırladığı hislerinin değişime uğramasıydı. Ne kadar zaman olduğu yerde böylesine çırpındı bilmiyordu fakat gecenin en güzel zamanında kendine geliverdi. O kötü hisler tamamen kaybolmuştu sanki hiç var olmamışlar gibi. Doğruldu yerinde ve aniden duyduğu kükreme sesiyle dondu kaldı. Ormanda yankılanan bu sese anlam veremedi. Yaşamaması gereken bir varlığın kadim sesiydi. Ayağa kalkmaya çabaladı. Kanatlarını gerip, kuyruğunu salladı. Pençeleri doğanın kalbine işlerken tekrar bağırmaya çalıştı. Kükreme olarak yankılanan ses onu kendine getirdi. Bir kuyruğa ve iki kanada sahipti. Bir ejderhaya nasıl dönüştüğünü bilmiyordu ama her seferinde böyle acılı olacaksa bunu bir daha yapmak da istemiyordu. Sonra aklına gelen şeyle gülümseye çalıştı. Tabi bir ejderha ne kadar gülümserse… Ardından gerildi ve kendini gökyüzüne fırlattı. Genç bir ejderha olarak tüm alanın hakimiydi ve bulutların içinden geçip giderken belki de sırf bu duygu için acıya katlanabilirdi. Evet, kesinlikle katlanacaktı.
Ejderhaya ilk dönüşümü böyle acılı tasarladım. Diğer dönüşümlerinde sorun yaşamayacak. Ayrıca kısa olduysa değiştirebilirim